elemanı

listen to the pronunciation of elemanı
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) element of
eleman
personnel
eleman
element

Self-confidence is the principal element of any great endeavor. - Bir büyük girişimin ana elemanı kendine güvendir.

We'll have the element of surprise on our side. - Bizim tarafımızda sürpriz elemanımız olacak.

eleman
employee

It's getting harder to find qualified employees. - Nitelikli eleman bulmak zorlaşıyor.

Tom is the best employee we've ever had. - Tom şimdiye kadar sahip olduğumuz en iyi eleman.

elemanı az
short handed
eleman
(Ticaret) staff

Reputations are volatile. Loyalties are fickle. Management teams are increasingly disconnected from their staff. - Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.

Tom spent much of the year working as a staffer on Mary's Senate campaign. - Tom yılın çoğunu Mary'nin Senato kampanyasında bir eleman olarak çalışarak geçirdi.

eleman
component
eleman
factor
eleman
staff member
satış elemanı
sales clerk
eleman
rmployee
eleman
radiator
eleman
workman
eleman
member
eleman
unit
eleman
worker

He is an office worker. - O bir büro elemanıdır.

eleman
crew
eleman
entity
filtre elemanı
filter cartridges
filtre elemanı
(Otomotiv,Teknik) filter cartridge
filtre elemanı
strainer
gösterge elemanı
(Bilgisayar,Teknik) indicating device
servis elemanı
service man
motor elemanı
engine part
satış elemanı
salesman

Tom is a salesman, not a doctor. - Tom doktor değil, satış elemanıdır.

I've always been a salesman. - Ben hep bir satış elemanıydım.

satış ve tanıtım elemanı
Sales and promotion staff

Is there any sales and promotion staff who can help us here?.

alet elemanı
instrument member
algılama elemanı
sensing element
ayrıştırma elemanı
separative element
basit veri elemanı
(Ticaret) simple data element
başlangıç elemanı
start element
bellek elemanı
storage element
bina elemanı
building element
bina elemanı
(İnşaat) building clement
bir elemanı
one element
bitme elemanı
(Bilgisayar,Teknik) stop element
büro elemanı
black coated worker
darbe elemanı
impact member
dayanak elemanı
stay member
depo elemanı
(Elektrik, Elektronik) storage element
devre elemanı
circuit element
dizi elemanı
array element
ekleme elemanı
attaching member
eleman
staff member, employee, worker; element, component
eleman
component, part
eleman
chem. element
eleman
(a) member (of a personnel, staff, or corps)
engelleme elemanı
(Havacılık) drag truss
eşik elemanı
threshold element
filtre elemanı
element (filter)
filtre elemanı
filter element
geciktirme elemanı
delay element
gergi elemanı
tie member
görüntü elemanı
(ekran) pixel
hava nakliye kontrol elemanı
(Askeri) airlift control element
hava unsuru koordinasyon elemanı
(Askeri) air component coordination element
hermit elemanı
(Matematik) hermitian element
hırsızlık çetesi elemanı
dacoit
kafes elemanı
member of truss
kafes kiriş elemanı
truss member
kalorifer elemanı
(Otomotiv) heater element
karar elemanı
decision element
küme elemanı
element of a set
masa başı elemanı
black coated worker
meslek elemanı
member of profession
muhasebe yardımcı elemanı
(Ticaret) accounting clerk
nem duyar elemanı
hygrostat
oluk kesme elemanı
(Havacılık) corrugated shear web
pompa elemanı
pump element
profesyonel satış elemanı
(Ticaret) sales engineer
resim elemanı
picture element
satış elemanı
saleslady
satış elemanı
commercial traveler
satış elemanı
shopgirl
satış elemanı
saleswoman

Tom applied for a job as a saleswoman. - Tom bir satış elemanı olarak bir iş için başvurdu.

Currently, my sister is working as a saleswoman in the supermarket. - Kız kardeşim şu anda bir satış elemanı olarak süpermarkette çalışıyor.

satış elemanı
salesperson

I made out a check for $25 and handed it to the salesperson. - 25 dolarlık bir çek düzenledim ve onu satış elemanına verdim.

The salesperson persuaded her to buy the dress. - Satış elemanı elbiseyi alması için onu ikna etti.

satış elemanı
marketing executive
servis elemanı
serviceman
starter elemanı
starter element
starter elemanı kiti
starter heater kit
tampon elemanı
bumper member
tanıtım elemanı
sales demonstrator
tavan elemanı
roof member
teknik servis elemanı
service personnel
temas bölgesi elemanı
(Biyoloji) contact zone element
tespit elemanı
retainer
tespit elemanı
stop member
topluluk elemanı
trouper
veri elemanı
data element
çekirdek kadro elemanı
cadre
çerçeve elemanı
member of frame
ısıtma elemanı
heating element
ısıtıcı elemanı
(Otomotiv) heater element
التركية - التركية

تعريف elemanı في التركية التركية القاموس.

ELEMAN
(Osmanlı Dönemi) (Lât: Element) Unsur. Bileşik bir şeyi meydana getiren basit şeylerden biri. Bir bütünün parçaları
eleman
Bir toplulukta çalışan insanların her biri: "İşimizde örnek ve kusursuz bir eleman olacağız."- H. Taner
eleman
Bir toplulukta çalışan insanların her biri
eleman
Öge, unsur
eleman
Kümeye ait varlıklardan her biri
yapı elemanı
Bir yapının bütünü içinde yer alan ve özel bir görev üstlenen ögeler
elemanı
المفضلات