Wealth and health go hand in hand.
- Servet ve sağlık el ele gider.
Theory and practice should go hand in hand.
- Teori ve pratik el ele gitmeli.
A surgeon lives with Death, his inseparable companion - I walk hand in hand with him.
- Bir cerrah ayrılmaz arkadaşı olan ölümle birlikte yaşar - Ben onunla el ele yürüyorum.
Fame doesn't always go hand in hand with success.
- Şöhret her zaman başarı ile el ele gitmez.
John and Mary always walk hand in hand.
- John ve Mary, her zaman el ele yürürler.
I saw Jim and Mary taking a walk hand in hand in the park.
- Jim ve Mary'nin parkta el ele yürüdüklerini gördüm.
I watched John and Mary walking hand in hand.
- John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.
I saw Jim and Mary taking a walk hand in hand in the park.
- Jim ve Mary'nin parkta el ele yürüdüklerini gördüm.