elele

listen to the pronunciation of elele
التركية - الإنجليزية
hand by hand
elele tutuşmak
to hold hands
el ele
(deyim) go hand in hand

Fame doesn't always go hand in hand with success. - Şöhret her zaman başarı ile el ele gitmez.

Theory and practice should go hand in hand. - Teori ve pratik el ele gitmeli.

el ele
(Konuşma Dili) hand in glove
el ele
hand in hand with

Fame doesn't always go hand in hand with success. - Şöhret her zaman başarı ile el ele gitmez.

A surgeon lives with Death, his inseparable companion - I walk hand in hand with him. - Bir cerrah ayrılmaz arkadaşı olan ölümle birlikte yaşar - Ben onunla el ele yürüyorum.

el ele
(deyim) be hand in hand
el ele
hand-to-hand
el ele
hand to hand
el ele
hand in hand

I saw Jim and Mary taking a walk hand in hand in the park. - Jim ve Mary'nin parkta el ele yürüdüklerini gördüm.

John and Mary always walk hand in hand. - John ve Mary, her zaman el ele yürürler.

el ele
hand in

I watched John and Mary walking hand in hand. - John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.

The kindergarten children were walking hand in hand in the park. - Anaokulu çocukları parkta el ele yürüyordu.

التركية - التركية

تعريف elele في التركية التركية القاموس.

el ele
Birbirinin elini tutarak