elektrikçi

listen to the pronunciation of elektrikçi
التركية - الإنجليزية
electrician; electrician's
sparks
spark
electrician

The electrician will come and fix the cable next week. - Elektrikçi önümüzdeki hafta gelip bu kabloyu onaracak.

How much did you pay the electrician? - Elektrikçiye ne kadar para ödedin?

elektrik
{i} electricity

There is no life without electricity and water. - Elektrik ve su olmadan hayat olmaz.

The automobile runs on electricity. - Otomobil elektrikle çalışır.

elektrik
{s} electric

Something is wrong with our electric heater. - Elektrikli ısıtıcımızla ilgili doğru gitmeyen bir şey var.

There is no life without electricity and water. - Elektrik ve su olmadan hayat olmaz.

elektrik
{s} electrical

There is a fault in the electrical system. - Elektrik sisteminde bir arıza var.

After the iron had cooled off, Mary wrapped the electrical cord around the iron, put the iron back on the shelf, folded up the ironing board, and put it away back in the closet. - Ütü soğuduktan sonra Mary elektrik kablosunu ütüye sardı, ütüyü tekrar rafa koydu, ütü masasını katladı ve onu yine dolaba kaldırdı.

elektrik
utilities
elektrik
power

What will happen if there's power failure now? - Şimdi elektrik kesintisi olursa ne olur?

The river furnishes electric power to the town. - Nehir şehre elektrik enerjisi sağlamaktadır.

elektrik
cable

The electrician will come and fix the cable next week. - Elektrikçi önümüzdeki hafta gelip bu kabloyu onaracak.

Electricity cables are made of copper. - Elektrik kabloları bakırdan yapılmıştır.

elektrik
juice
elektrik
electrics
elektrikçiler
electricians
elektrik
electric, electrical
elektrik
electricity; electric; electrical
التركية - التركية
Elektrik işleri yapan usta
Elektrik
ışık
elektrik
Maddenin elektron, pozitron, proton gibi parçacıklarının hareketleriyle ortaya çıkan enerji türü
elektrik
Elektrikle çalışan
elektrik
Bu enerjiden elde edilen aydınlanma
elektrik
Bu enerjinin gündelik hayatta kullanılan biçimi
elektrik
Fiziğin, elektrik olaylarını inceleyen kolu. Çarpıcılık, cazibe, canlılık: "Ufak tefek ama şimdiden elektriği öbürkülerden başka, yırtıkça bir kız var içlerinde."- H. Taner
elektrik
Fiziğin, elektrik olaylarını inceleyen kolu
elektrik
Çarpıcılık, cazibe, canlılık
elektrikçi
المفضلات