Your handshake is too tight.
- Sizin el sıkışmanız çok sıkı.
The visitors were greeted with warm handshakes.
- Ziyaretçiler, sıcak el sıkışma ile karşılandılar.
Tom didn't offer to shake hands.
- Tom el sıkışmayı teklif etmedi.
He refused to shake hands with me.
- Benimle el sıkışmayı reddetti.
People usually shake hands when they meet for the first time.
- İnsanlar ilk kez karşılaştıklarında genellikle el sıkışırlar.
Come on, shake hands, boys!
- Haydi, el sıkışın çocuklar!