el ele

listen to the pronunciation of el ele
التركية - الإنجليزية
(deyim) go hand in hand

Wealth and health go hand in hand. - Servet ve sağlık el ele gider.

Fame doesn't always go hand in hand with success. - Şöhret her zaman başarı ile el ele gitmez.

(Konuşma Dili) hand in glove
hand in hand with

A surgeon lives with Death, his inseparable companion - I walk hand in hand with him. - Bir cerrah ayrılmaz arkadaşı olan ölümle birlikte yaşar - Ben onunla el ele yürüyorum.

The chief engineer did research hand in hand with his assistant. - Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.

(deyim) be hand in hand
hand-to-hand
hand to hand
hand in hand

I saw Jim and Mary taking a walk hand in hand in the park. - Jim ve Mary'nin parkta el ele yürüdüklerini gördüm.

The chief engineer did research hand in hand with his assistant. - Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.

hand in

I saw Jim and Mary taking a walk hand in hand in the park. - Jim ve Mary'nin parkta el ele yürüdüklerini gördüm.

The chief engineer did research hand in hand with his assistant. - Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.

el ele vermek
join forces
elele
hand by hand
el ele vermek
cooperate
el ele vermek
collaborate
el ele vermek
to join forces, to cooperate
التركية - التركية
Birbirinin elini tutarak
el ele
المفضلات