el çantası

listen to the pronunciation of el çantası
التركية - الإنجليزية
purse

Tom found a gun in Mary's purse. - Tom, Mary'nin el çantasında bir silah buldu.

Layla put the money in her purse. - Leyla parayı el çantasına koydu.

{i} pocketbook
pursue
handbag

Have you ever seen Mary without her handbag? Mary? No, never. - Mary'yi hiç el çantası olmadan gördün mü? Mary mi? Hayır, hiç.

Jane has five handbags. - Jane'in beş el çantası vardır.

hand bag
reticule
handbag, pursue
pocket book
(zarf şeklinde) pochette
pochette
satchel
el çanta
reticule
التركية - التركية
Günlük işlerde veya kısa gezilerde kullanılan, içinde özel eşya bulunan kap
el çantası
المفضلات