I am writing a book in several languages, and I simultaneously publish it on Tatoeba's screens all over the world.
- Birkaç dilde bir kitap yazıyorum ve aynı anda Tatoeba'nın ekranlarında dünyanın dört bir yanına yayınlıyorum.
No matter what he plays on the screen, Tom looks great.
- Tom ekranda ne oynarsa oynasın, muhteşem görünüyor.
I sit in front of a computer screen all day, so I get pretty heavily bombarded by electro-magnetic waves.
- Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.
A tablet is a mobile computer with display, circuitry and battery in a single unit.
- Bir tablet, tek bir ünitede ekran devresi ve pili olan bir mobil bilgisayardır.
Those books were on display in the window.
- Şu kitaplar ekranda görüntülendi.