ekonomisi

listen to the pronunciation of ekonomisi
التركية - الإنجليزية
economy
The method of divine government of the world
{n} management, frugality in expenditures
The human processes by which Nature's resources are converted into goods and services The Economy is the entirety of the systems, from basic infrastructure to information and invention, that make human Society possible
The efficient and sparing use of the means available for the end proposed Using only the essentials for an intended effect
Effective management of the resources of a community or system
{i} management of resources (i.e. money, goods, etc.); thrift, careful spending
A population's system of production, distribution, and consumption of resources
If you make economies, you try to save money by not spending money on unnecessary things. They will make economies by hiring fewer part-time workers
a system of producing, distributing, and consuming wealth (Webster's New World)
Economy is the use of the minimum amount of money, time, or other resources needed to achieve something, so that nothing is wasted. improvements in the fuel economy of cars
An economy is the system according to which the money, industry, and trade of a country or region are organized. Zimbabwe boasts Africa's most industrialised economy
frugality in the expenditure of money or resources; "the Scots are famous for their economy"
Originally, the "management of a household " More commonly today, the system of production, distribution, and consumption of goods and services in the larger scale
the efficient use of resources; "economy of effort"
The system or range of economic activity, such as production, distribution, and consumption in a country, region, or community that manages domestic affairs and resources
The cheapest and slowest service from Royal Mail International for overseas bulk printed matter mail To some remote countries in the world, Economy can take up to 6 months
an act of economizing; reduction in cost; "it was a small economy to walk to work every day"; "there was a saving of 50 cents"
Economy is one of the measures needed to determine value for money It concerns the cost of the inputs to an activity; the resources needed to deliver a service Typical measures will include money, time, people and quality See also Effectiveness, Efficiency, Value for Money
The extent to which the cost of input resources is minimised
A country's economy is the wealth that it gets from business and industry. The Japanese economy grew at an annual rate of more than 10 per cent
ekonomi
economy

Although the economy is weak, some companies are still making a profit. - Ekonomi zayıf olmasına rağmen, bazı şirketler hâlâ kazanç sağlıyor.

Tom always flies economy class to save money. - Tom her zaman tasarruf yapmak için ekonomi sınıfta uçuyor.

ekonomisi meyve ihracatına dayalı küçük ülke
banana republic
ekonomi
economics

Xavier is a young student studying economics at the University of Paris. - Xavier, Paris Üniversitesi'nde ekonomi okuyan genç bir öğrenci.

This book gives us a good idea of economics. - Bu kitap bize iyi bir ekonomi fikri veriyor.

aile ekonomisi
family economy
ev ekonomisi
(Tarım) husbandry
kent ekonomisi
(İnşaat) urban economy
kent ekonomisi
urban economics
keynes ekonomisi
(Ticaret) keynesian economics
piyasa ekonomisi
free market economy
turizm ekonomisi
(Turizm) tourism economics
ekonomi
economic science
yönetim ekonomisi
(İdari Yönetim) Managerial economics
çalışma ekonomisi
labor economics
çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri
Labor economy and Industrial relationship
bolluk ekonomisi
(Ticaret) affluent economy
ekonomi
economy, economic structure or system
ekonomi
economy; economics
ekonomi
economy, thrift
ev ekonomisi
home economics

Both boys and girls should take home economics. - Hem erkekler hem de kızlar ev ekonomisi almalılar.

ev ekonomisi
domestic economy
halk ekonomisi
classic folk-economy
kamu ekonomisi
public economy
kriz ekonomisi
(Ticaret) crisis economy
nakit ekonomisi
(Ticaret) cash economics
pazar ekonomisi
(Hukuk) market economy
refah ekonomisi
(Ticaret) welfare economy
savaş ekonomisi
(Hukuk) war economy
serbest pazar ekonomisi
(Hukuk) free market economy
serbest piyasa ekonomisi
free market economy
token ekonomisi
(Pisikoloji, Ruhbilim) token economy
toplum ekonomisi
political economics
yakıt ekonomisi
fuel economy
ülke ekonomisi
economics
التركية - التركية

تعريف ekonomisi في التركية التركية القاموس.

EKONOMİ
(Osmanlı Dönemi) yun. İktisad. Tutum. Geliri gideri hesaplıyarak lüzumsuz masrafı bırakıp artırmağa çalışmak. Ölçülü ve idâreli harcamak. İnsanların sınırsız olan ihtiyaçlarıyla bunları sağlamaya yarayacak sınırlı imkân ve vasıtalar arasında mümkün olan azami uygunluğu temin için (sağlamak için) yapılan çalışma ve faaliyetler. Bu faaliyetlere hâkim olan kaideleri inceleyen ilim.İktisadî hâdiseler istihsal (üretim), istihlâk (tüketim), mübadele (değişim) ve tevzi (bölüşüm, dağıtım) olmak üzere dört çeşite ayrılır. İktisat i
Ekonomi
iktisat
USUL EKONOMİSİ
(Hukuk) Davaların (gerçeğe uygun olarak) çabuk, ucuz ve basit bir yargılama sonucunda çözümlenmesi kuralı
ekonomi
Aşırı harcamalardan sakınma, iktisat
ekonomi
İnsanların yaşayabilmek için üretme, ürettiklerini bölüşme biçimlerinin ve bu faaliyetlerden doğan ilişkilerin bütünü, iktisat
ekonomi
Bu ilişkileri inceleyen bilim dalı, iktisat
ekonomi
Mal ve hizmet grupları ile kaynaklar arasındaki bağlantıları inceleyen bilim dalı, iktisat
ev ekonomisi
Evin bakımı, geçimi ve yaşayışı ile ilgili bilim dalı
piyasa ekonomisi
Üretimin bir plana göre değil, isteğe göre yapıldığı, fiyatının arz ve talebe göre belirlendiği ekonomi
ekonomisi
المفضلات