Onun her sabah kahvaltıdan önce yürüme alışkanlığı vardı.
- He was in the habit of taking a walk before breakfast every morning.
Her gün yürümeye alışkınım.
- I am in the habit of taking a walk every day.
Zehir alarak kendini öldürdü.
- He killed himself by taking poison.
Her şeyi göz önüne alarak o arabayı satın aldı.
- Taking everything into consideration, he bought the car.
Tom parayı almakla suçludur.
- Tom was guilty of taking the money.
Tom parayı almak için uzandı.
- Tom lied about taking the money.
Trenlerin resimlerini çekmek neden ilginçtir?
- Why is taking pictures of trains interesting?
Neden trenlerin resimlerini çekmek çok ilginç?
- Why is taking pictures of trains so interesting?
Who will take the place of his mother?
- Wer wird den Platz seiner Mutter einnehmen?
I have to take my medicine every six hours.
- Ich muss meine Medizin alle sechs Stunden einnehmen.