Sıcaklık sadece donma noktasının üzerinde.
- The temperature is just above freezing.
Bugün sıcaklık donma noktasının üzerinde.
- The temperature is above freezing today.
O dondurucu suda yüzmeye çalışmak onun çılgınlığıydı.
- It was crazy of him to try swimming in that freezing water.
Dondurucu hava nedeniyle maç iptal edilmek zorunda kaldı.
- The match had to be called off because of the freezing weather.
O dondurucu suda yüzmeye çalışmak onun çılgınlığıydı.
- It was crazy of him to try swimming in that freezing water.
Onların yiyeceklerini onlar için dondurmuyorum.
- I'm not freezing their food for them.
Neredeyse donarak ölecektik.
- We came dangerously close to freezing to death.
Donan bir dilenci tedavi için hastaneye getirildi. Fakat faturayı ödemek için bir senti bile yoktu.
- A freezing beggar was brought into the hospital for treatment. However, he didn't have even one cent with which to settle the bill.
Burada hava çok soğuk.
- It's freezing in here.
Burada dışarısı çok soğuk.
- It's freezing out here.
Böyle buz gibi soğuk bir yerde ne yapıyorsun?
- What are you doing in a freezing place like this?
O donuyordu, bu yüzden soğuktan titredi.
- He was freezing, so he shivered with cold.
Sıcaklık sadece donma noktasının üzerinde.
- The temperature is just above freezing.
Suyun donma noktası nedir?
- What's the freezing point of water?