einfrieren

listen to the pronunciation of einfrieren
ألمانية - التركية
v. 'aynfri: rın donmak; dondurmak
{'aynfri: rın} donmak; dondurmak
donma
döndür
dondurulma
donmak
donduran
buz tutmak
dondurmak
الإنجليزية - التركية

تعريف einfrieren في الإنجليزية التركية القاموس.

freezing
{s} donma

Sıcaklık sadece donma noktasının üzerinde. - The temperature is just above freezing.

Bugün sıcaklık donma noktasının üzerinde. - The temperature is above freezing today.

freezing
freeze don/dondur
freezing
{f} don: prep.donarak
freezing
dondurma
freezing
dondurucu

O dondurucu suda yüzmeye çalışmak onun çılgınlığıydı. - It was crazy of him to try swimming in that freezing water.

Dondurucu hava nedeniyle maç iptal edilmek zorunda kaldı. - The match had to be called off because of the freezing weather.

freezing
{f} dondur

O dondurucu suda yüzmeye çalışmak onun çılgınlığıydı. - It was crazy of him to try swimming in that freezing water.

Onların yiyeceklerini onlar için dondurmuyorum. - I'm not freezing their food for them.

freezing
kıkırdama
freezing
(Pisikoloji, Ruhbilim) donup kalma
freezing
dondurarak
freezing
{f} don

Neredeyse donarak ölecektik. - We came dangerously close to freezing to death.

Donan bir dilenci tedavi için hastaneye getirildi. Fakat faturayı ödemek için bir senti bile yoktu. - A freezing beggar was brought into the hospital for treatment. However, he didn't have even one cent with which to settle the bill.

freezing
{s} çok soğuk

Burada hava çok soğuk. - It's freezing in here.

Burada dışarısı çok soğuk. - It's freezing out here.

freezing
{s} soğuk

Böyle buz gibi soğuk bir yerde ne yapıyorsun? - What are you doing in a freezing place like this?

O donuyordu, bu yüzden soğuktan titredi. - He was freezing, so he shivered with cold.

freezing
(sıfat) dondurucu, donma, buz gibi, soğuk, çok soğuk
freezing
{i} konjelasyon
freezing
{i} donma noktası

Sıcaklık sadece donma noktasının üzerinde. - The temperature is just above freezing.

Suyun donma noktası nedir? - What's the freezing point of water?