الإنجليزية - التركية
تعريف einer gefahr ausgesetzt في الإنجليزية التركية القاموس.
- exposed
- {s} maruz
Komutan adamlarını silah atışına maruz bıraktı.
-The commander exposed his men to gunfire.
Askerler düşman ateşine maruz kaldı.
-The soldiers were exposed to the enemy's fire.
- exposed
- {s} ortada
Şimdi her şey ortada.
-Now everything's exposed.
Tepe ortada, ağaçsız.
-The hill is exposed, with no trees.
- exposed
- çıplak
- exposed
- açıkta
- exposed
- {f} maruz kal
Askerler düşman ateşine maruz kaldı.
-The soldiers were exposed to the enemy's fire.
Her zaman birtakım tehlikeye maruz kalırız.
-We are always exposed to some kind of danger.
- exposed
- meydanda
- exposed
- muhafazasız
- at risk
- Risk altında
- exposed
- maruz kalan
- exposed
- {s} korunmasız
- exposed
- (Askeri) AÇIK, AÇIKTA: Düşman taarruzuna maruz. Bak. "covered" ve "protected"
- exposed
- {s} (sıfat) ışığa tutulmuş (film)
- exposed
- {s} açık
Fadıl karanlık sırrını açıkladı.
-Fadil exposed his dark secret.
- exposed
- (sıfat) korunmasız, açık, maruz, ortada, ışığa tutulmuş (film)
- exposed
- çekilmi
- exposed
- (Tekstil) aydınlatılmış, ışıklı
المصطلحات ذات الصلة
ألمانية - الإنجليزية
تعريف einer gefahr ausgesetzt في ألمانية الإنجليزية القاموس.
- periled
- at risk
- vulnerable
- exposed
einer gefahr ausgesetzt
Resimler
السابق
المفضلات