einen beherrschenden einfluss habend

listen to the pronunciation of einen beherrschenden einfluss habend
الإنجليزية - التركية

تعريف einen beherrschenden einfluss habend في الإنجليزية التركية القاموس.

controlling
kontrol ederek

Sami hayatını milyon dolarlık anlaşmaları kontrol ederek geçirdi. - Sami spent her life controlling million-dollar deals.

controlling
{i} kontrol etme

Öfkenizi kontrol etmekte bir sorununuzun olduğunu söylemek adil olur mu? - Would it be fair to say you have a problem controlling your anger?

Öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum. - I have trouble controlling my anger.

controlling
kontrol

Başımı kaybetmemek için kendimi kontrol ediyorum. - I'm controlling myself not to lose my head.

Öfkeni nasıl kontrol ediyorsun? - How are you at controlling your temper?

controlling
kontrol eden
controlling
{f} kontrol et

Duygularımı kontrol etmek benim görevim değil. - Controlling my emotions is not my forte.

Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum. - I have trouble controlling my emotions.

controling
kontrol
controlling
denetim
controlling
idare etme
ألمانية - الإنجليزية
controling
controlling