Biraz daha biber ekle.
- Add a little more pepper.
Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.
- Take things a little more seriously.
Tom azıcık erken geldi.
- Tom was a little early.
Kuralları azıcık ihlal etmekten korkma.
- Don't be afraid to break the rules a little.
İşte senin için bir parça tavsiye, Tom.
- Here's a little nugget of advice for you, Tom.
Pastadan bir parça al.
- Have a little of this cake.
Tom çok az kıskanç görünüyordu.
- Tom sounded slightly jealous.
Haklı olabilirsin, ama bizim çok az farklı bir görüşümüz var.
- You may be right, but we have a slightly different opinion.
Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.
- There was only a little milk left in the bottle.
Eşimin elleri tezgahtarınkinden biraz daha küçük.
- My wife's hands are slightly smaller than the shop assistant's.
Bay Bush, Bay Gore'dan biraz daha fazla oy aldı.
- Mr. Bush had slightly more votes than Mr. Gore.
I was a little surprised.
- Ich war ein wenig überrascht.
You have only to give him a little help.
- Du musst ihm nur ein wenig helfen.