Meşe ağacı fırtınadan sonra ayakta kaldı.
- The oak tree remained standing after the storm.
O, meşe ağacından bazı dallar kesti.
- He cut some branches off the oak tree.
Julio, eski meşe ağacına kurduğum salıncakta sallanıyor.
- Julio is swinging in the hammock that I hung under the old oak tree.
Çiftler baş harflerini meşe ağaçlarına kazıdılar.
- The couples carved their initials in oak trees.
Place the deck of cards on the oaken table.
- Lege das Kartenspiel auf den Eichentisch.
The morning after I arrived there, I took a walk into the woods of oaks.
- Am Morgen nach meiner Ankunft dort ging ich im Eichenwald spazieren.