Doğrusunu söylemek gerekirse, babamın arabasını onun izni olmadan sürdüm.
- To tell the truth, I drove my father's car without his permission.
Doğrusunu söylemek gerekirse, dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
- To tell the truth, I would rather stay at home than go out.