efsane

listen to the pronunciation of efsane
التركية - الإنجليزية
myth

It seems unlikely that any society could completely dispense with myths. - Herhangi bir toplumun efsanelerinden tamamen vazgeçebilmesi olası görünmüyor.

Every nation has its own myths. - Her ulusun kendi efsaneleri vardır.

legend

There are a lot of legends in Japan. - Japonya'da birçok efsane vardır.

According to legend, those woods used to be haunted, so people would avoid entering. - Efsaneye göre bu ormanda bir zamanlar hayalatler varmış, o yüzden de insanlar girmezlermiş.

tale
saga

The Terminator saga also has a television series. - Terminatör efsanesi ayrıca bir TV dizisi.

mythos
fabulous

The unicorn is a fabulous monster. - Tek boynuzlu at efsanevi bir yaratıktır.

story
legend, tale
legend, myth, fable söylence
fable

He died believing that he had found the fabled golden city of the Incas. - O, İnkaların efsanevi altın şehrini bulduğuna inanarak öldü.

fairy tail
legand
efsane avcıları
mythbusters
efsane ingiliz rock grubu
(Muzik) pink floyd
efsane yapmak
mythicize
efsane yaratıcı
mythogenic
efsane yazarı
fabulist
efsaneler
legends

There are many old Indian legends. - Bir sürü eski Kızılderili efsaneleri vardır.

Recreational drug use inspires many urban legends. - Eğlence uyuşturucu kullanımı birçok şehir efsanelerine ilham veriyor.

efsaneler
legendry
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Masal. Uydurulmuş yalan hikâye
Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayalî hikâye, söylence: "O geceki macera ne idi? Rüya mı, hayal mi, efsane mi?"- F. R. Atay
Gerçeğe dayanmayan, asılsız söz, hikâye vb: "Hamdi'nin hayatına dair uydurulmuş efsanelerden birisi de, onun müthiş bir aşk yüzünden bu hâle geldiğidir."- Y. K. Karaosmanoğlu
Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayalî hikâye, söylence
Gerçeğe dayanmayan, asılsız söz, hikâye vb
söylence
efsane
المفضلات