Caviar is an acquired taste.
- Havyar edinilmiş bir lezzettir.
I know that I'm adopted.
- Evlat edinilmiş olduğumu biliyorum.
She was adopted as an infant.
- O bir bebekken evlat edinilmiştir.
Tom and Mary adopted two children whose parents had been killed by a suicide bomber.
- Tom ve Mary ana-babası bir intihar bombacısı tarafından öldürülmüş iki çocuğu evlat edindiler.
The adopted girl is from Panama.
- Evlat edinilen kız Panamalıdır.
Are you sure you don't want to get your own lawyer?
- Kendi avukatını edinmek istemediğinden emin misin?
Since they had no children of their own, they decided to adopt a little girl.
- Onların kendi çocukları olmadığı için küçük bir kızı evlat edinmeye karar verdiler.
Edinburgh is my favourite place in the world.
- Edinburgh dünyadaki en sevdiğim yerdir.
Her name is Linda Jones and she's from Edinburgh.
- Onun adı Linda Jones ve o Edinburghlu'dur.