التركية - الإنجليزية
تعريف edilmek في التركية الإنجليزية القاموس.
- be
- auxiliary verb to be done, be made
- to be deprived of
- bend
- et
- {i} meat
- et
- {i} flesh
- et
- {i} beef
- asılarak idam edilmek
- swing
- imha edilmek
- destruct
- sözlü ifade edilmek
- verbalize
- tercih edilmek
- be preferred
- et
- {f} cost
- dahil edilmek
- be included
Tom would've wanted to be included.
-Tom dahil edilmek isterdi.
What an honor to be included in your profile photo!
-Profil fotoğrafınıza dahil edilmek ne büyük bir onur!
- davet edilmek
- asked to be present
- davet edilmek
- be invited
- davet edilmek
- summoned
- diye kabul edilmek
- pass for
- et
- carve
- et
- dice
- et
- idler
- iade edilmek
- be returned
- idam edilmek
- hang
- ilave edilmek
- be added
- ithal edilmek
- be imported
- kabul edilmek
- make the cut
- kabul edilmek
- get across
- kabul edilmek
- go through
- kabul edilmek
- accepted
MasterCard and Visa are accepted.
-MasterCard ve Visa kabul edilmektedir.
Tom wanted to be accepted.
-Tom kabul edilmek istedi.
- rapor edilmek
- (deyim) be down
- tahmin edilmek
- be foreseen
- takdir edilmek
- be appreciated
It's nice to be appreciated.
-Takdir edilmek güzel.
- tamir edilmek
- be under repair
- tasdik edilmek
- be approved
- temin edilmek
- be achieved
- temin edilmek
- be provided
- temsil edilmek
- be represented
- tercih edilmek
- be favored
- terk edilmek
- be left
- test edilmek
- be tested
- yok edilmek
- be destroyed
- yok edilmek
- be exterminated
- et
- pulp
- alay edilmek
- be mocked
- edilme
- of being
- elde edilmek
- be obtained
- idam edilmek
- go to the block
- ilan edilmek
- be declared
- inşa edilmek
- be built
- sünnet edilmek
- be circumcised
- tahsil edilmek
- be charged
- altüst edilmek
- plunge
- analiz edilmek
- be analyzed
- ayırt edilmek
- to be distinguished (from)
- baş tacı edilmek
- be enthroned
- darmadağın edilmek
- plunge
- edilme
- faction
- et
- fleshy part of fruit, pulp, sarcocarp
- et
- meat; flesh; pulp
- et
- {i} salmagundi
- fark edilmek
- (deyim) come to somebody's attention
- felç edilmek
- be paralysed
- hakem tarafından ikaz edilmek
- be cautioned by the referee
- iddia edilmek
- be claimed
- ifade edilmek
- find voice in
- ihale edilmek
- go out to tender
- ihale edilmek
- be put out to tender
- ihmal edilmek
- go unheeded
- ihmal edilmek
- be neglected
- ikamete memur edilmek law
- to be allowed to reside only in (a certain place)
- ikram edilmek
- be treated to smth
- izole edilmek
- be isolated
- kabul edilmek
- be approved of
- kabul edilmek
- pass muster
- kabul edilmek
- be accepted
Tom wanted to be accepted.
-Tom kabul edilmek istedi.
- kabul edilmek
- gain admission
- kabul edilmek
- take
- kabul edilmek
- 1. to be accepted. 2. to be received (into someone's presence)
- kabul edilmek
- be admitted
Where should I go to be admitted into the emergency room?
-Acil servise kabul edilmek için nereye gitmeliyim?
- kategorize edilmek
- be classed
- kral ilan edilmek
- be acclaimed as king
- mahsup edilmek
- be set-off
- mecbur edilmek
- be reduced to
- monitorize edilmek
- monetarized
- resmen kabul edilmek
- go through
- simge ile temsil edilmek
- emblematize
- sıkboğaz edilmek
- be rushed
- taciz edilmek
- be harassed
- tahliye edilmek
- (a tenant) be evicted
- tahliye edilmek
- be vacated
- tahliye edilmek
- be evacuated
- tahrik edilmek
- be stimulated
- tahrik edilmek
- be stimulated (sexually)
- tahrik edilmek
- be provoked
- tahrik edilmek
- be incited
- tahsis edilmek
- be destined
- takdir edilmek
- win recognition
- talep edilmek
- be demanded
- tasfiye edilmek
- go into liquidation
- tayin edilmek
- be inducted
- tehdit edilmek
- be threatened
- teklif edilmek
- be slated for
- terhis edilmek
- (Askeri) be discharged from
- tescil edilmek
- be registered
- tespit edilmek
- be detected
- transfer edilmek
- be transferred
- şüphe edilmek
- lie under a suspicion
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف edilmek في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- ET
- Eastern Time (synonyms: EST, Eastern Standard Time, EDT. Eastern Daylight Time)
- ET
- extraterrestrial
- et
- and
- et
- Simple past tense and past participle of eat
Something I et?.
- et
- latin. and so forth
- Et
- {i} basic chemical element
- et
- environmental test
- et
- Endotracheal Tube
- et
- Educational Technology
- et
- CPS's fuse link designed for use on a 38kV distribution system The ET fuse link exhibits the same time current characteristics as the T link
- et
- Student transferred from another grade within the same school
- et
- and, both
- et
- embedded training
- et
- Event table; describes all events appearing in a business model
- et
- Ethiopia (in Internet addresses). Conservatoire des Arts et Métiers La Vérendrye Pierre Gaultier de Varennes et de peine forte et dure Montesquieu Charles Louis de Secondat baron de La Brède et de
- et
- A noun suffix with a diminutive force; as in baronet, pocket, facet, floweret, latchet
- et
- Equivalent Training
- et
- Exchange termination (ISDN, SS#7)
- et
- an extraterrestrial being; alien
- et
- variant of ate or eaten
- et
- Exchange Termination is the ISDN Exchange where Layer 2 ( for example, LAPD ) information will be terminated
- et
- Fuse link designed for use on a 38kV distribution system The ET fuse link exhibits the same time current characteristics as the T link
- et
- a past tense of eat OF - coming from YO - used to call attention
- et
- Enemy Tank -
- et
- and - both
- et
- [Latin] and
- et
- EvapoTranspiration - This is a measure of the amount of moisture lost from the ground during the day The moisture is lost in two ways, by direct Evaporation from the ground, and byTranspiration from leaves
- et
- And, in Latin and French
- et
- The two-character ISO 3166 country code for ETHIOPIA
- et
- Estimated Time (3)
- et
- Employment Tribunal
- et
- endotrachial tube
- et
- Error Throwing
- et
- (Japan) Eagle Technologies
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف edilmek في التركية التركية القاموس.
- Etme işine konu olmak, yapılmak
- tayin edilmek
- Atanmak: "Necmi Efendi palas pandıras Çorlu'ya tayin edildi."- H. Taner
- Et
- (Osmanlı Dönemi) KİDNE
- Et
- (Osmanlı Dönemi) KIŞM
- Et
- lahm
- Et
- (Osmanlı Dönemi) ARİN
- Et
- (Osmanlı Dönemi) KÜŞTAR
- Et
- (Osmanlı Dönemi) BADİ'
- REFÜZE EDİLMEK
- (Hukuk) Reddedilmek, isteği çevrilmek
- ayırt edilmek
- Ayırt etme işine konu olmak
- biat edilmek
- Birinin egemenliği tanınmak
- edilme
- Edilmek işi veya durumu
- et
- Ten
- et
- Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi: "Bu, kurumuş pastırma renginde bir et parçası idi."- H. Taner
- et
- İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka
- et
- Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi
- et
- Meyvelerde çekirdekle deri arasındaki bölüm
- et
- (Osmanlı Dönemi) lâhm
- iade edilmek
- Geri verilmek, geri çevrilmek
- ihraç edilmek
- İlişkisi kesilmek, çıkarılmak
- ihraç edilmek
- Yabancı ülkeye mal göndermek
- taburcu edilmek
- Hasta iyileşerek hastaneden çıkmak
- tasdik edilmek
- Onaylanmak
- tayin edilmek
- Atanmak
- terhis edilmek
- bırakılmak