Bu kalemler benzeyebilir ama aynı değiller.
- These pencils might look alike but they're not the same.
Biz bütün ziyaretçilere aynı davranırız.
- We treat all visitors alike.
İkizler bir zarftaki iki bezelye kadar benzerler.
- The twins are as alike as two peas in a pod.
Çocukken pamuklu şekerin ve bulutların benzer olduklarını düşünürdüm.
- When I was a kid, I used to think that fairy floss and clouds were alike.
Sen ve ben benzer şekilde düşünüyoruz.
- You and I think alike.
Sen ve ben benzer şekilde düşünmüyoruz.
- You and I don't think alike.
I may as well go now.
- Ich kann ebensogut jetzt gleich gehen.
He may as well confess his crimes.
- Er kann seine Untaten ebenso gut zugeben.