Bir yetim olan babam on yaşında para kazanmaya başlamak zorunda kalmıştı.
- Being an orphan, my father had to start earning money at ten.
Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.
- I will have to wait till I finish schooling and start earning money.
Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.
- I will have to wait till I finish schooling and start earning money.
Bir yetim olan babam on yaşında para kazanmaya başlamak zorunda kalmıştı.
- Being an orphan, my father had to start earning money at ten.
Daha yüksek asgari ücret, kazançları yükseltip yoksulluğu azaltabilir.
- A higher minimum wage can raise earnings and reduce poverty.
Tom daha çok para kazanmak için iş değiştirdi.
- Tom changed jobs to earn more money.
Onlar para kazanmak istiyorlardı.
- They wanted to earn money.
Eğer para kazanmak için buradaysan, Amerika bulunmak için hoş bir yer.
- America is a lovely place to be, if you are here to earn money.
Ne kadar para kazanmak istersin?
- How much money do you want to earn?
Şirket kazançları ilk çeyrekte keskin şekilde gelişti.
- Corporate earnings in the first quarter improved sharply.
Daha yüksek asgari ücret, kazançları yükseltip yoksulluğu azaltabilir.
- A higher minimum wage can raise earnings and reduce poverty.
Hayatını İngilizce öğreterek kazanıyor.
- He earns his living by teaching English.
O harcadığından daha fazla para kazanıyor.
- She earns more than she spends.
Daha yüksek asgari ücret, kazançları yükseltip yoksulluğu azaltabilir.
- A higher minimum wage can raise earnings and reduce poverty.
Now that you are earning, you can start paying me rent.
You can have the s'mores: you earned them, clearing the walkway of snow so well.
My CD earns me six percent!.
... tickets, but if you don't have a plan B for earning a living, you have the wrong career. ...
... better for getting us to a balanced budget than having more people working, earning more ...