early; soon; in good season

listen to the pronunciation of early; soon; in good season
الإنجليزية - التركية

تعريف early; soon; in good season في الإنجليزية التركية القاموس.

timely
vakitlice
timely
tam vaktinde
timely
oturaklı
timely
zamanına uygun
timely
zamanında yapılan
timely
(Politika, Siyaset) süreli
timely
zaman açısından yerinde
timely
yerinde
timely
zamanında

Terfinin zamanında ve haklı olduğundan eminim. - I am sure your promotion was timely and well deserved.

Zamanında vuruş olmasaydı, bizim takım oyunu kaybetmiş olurdu. - If it had not been for his timely hit, our team would have lost the game.

timely
zamanlı
timely
{s} güncel
timely
{s} zamanında yapılan; belirtilen
timely
{s} zamanında olan
timely
{s} vakitli
timely
{s} zaman açısından yerinde, zamanına uygun: That was a timely remark. Zaman açısından yerinde bir sözdü o
timely
erken
timely
münasip vakitte
timely
timelinessvakitlilik
الإنجليزية - الإنجليزية
timely
early; soon; in good season
المفضلات