İki insan birbirlerini mükemmel şekilde anlıyorlardı, ve birbirlerinin güçlü niteliklerine karşılıklı saygıları vardı.
- The two men understood one another perfectly, and had a mutual respect for each other's strong qualities.
Üç sırtlan birbirlerini ikna etmeye çalışarak bir daire içinde oturdu.
- The three hyenas sat in a circle, reasoning with one another.
Odadakilerin hepsi birbirini tanır.
- The people in the room all know one another.
Tüm yapabileceğiniz birbirinize güvenmektir.
- All you can do is trust one another.
Tom ve Mary birbirine bağlıdır.
- Tom and Mary depended on one another.
Üç genç birbirine baktı.
- The three boys looked at one another.