Alejandra İtalya'daki mektup arkadaşına yazdı.
- Alejandra wrote to her pen pal in Italy.
Jiro Avustralya'daki mektup arkadaşı ile haberleşiyor.
- Jiro communicates with his pen pal in Australia.
Onun birkaç mektup arkadaşı var.
- She has a few pen pals.
Parayı arkadaşımla yarı yarıya paylaştım.
- I halved the money with my pal.
Bana yardım ettiğin için teşekkürler, ahbap.
- Thank you for helping me, pal.
Onlar eski dostlar gibi birbiriyle konuşuyorlardı.
- They were talking together like old pals.
Aynaya bir bak dostum.
- Look in the mirror, pal.
John plans to pal around with Joe today.