Do you have any tax-free articles?
- Vergiden muaf eşyaların var mı?
These hand-made articles differ in quality.
- Bu el yapımı eşyalar kalite olarak farklıdır.
I entrusted my property to the lawyer.
- Eşyamı avukata teslim ettim.
The police have been searching for the stolen goods for almost a month.
- Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.
He buys and sells leather goods.
- O, deri eşyalar alır ve satar.
It took me ages to pack up my stuff.
- Eşyalarımı paketlemem çok zamanımı aldı.
Tom is putting stuff in his backpack.
- Tom çantasına eşyalarını koyuyor.
Nobody could explain how the thing was made.
- Kimse eşyanın nasıl yapıldığını açıklayamadı.
Take things a little more seriously.
- Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.
I changed the arrangement of the furniture in my room.
- Odamdaki eşyaların yerlerini değiştirdim.
There was hardly any furniture in the house.
- Evde, neredeyse hiç eşya yoktu.
Brian left his belongings behind.
- Brian eşyalarını geride bıraktı.
Are these all your belongings?
- Bütün bunlar kişisel eşyalarınız mı?
The suspect had to lay all his personal effects on the table.
- Şüpheli tüm kişisel eşyalarını masaya koymak zorunda kaldı.
Take things a little more seriously.
- Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.
Are these your things?
- Bunlar senin eşyaların mı?
Brian left his belongings behind.
- Brian eşyalarını geride bıraktı.
Tom gathered together all his belongings.
- Tom tüm eşyalarını bir araya toplandı.