eşlik et

listen to the pronunciation of eşlik et
التركية - الإنجليزية
(Muzik) accompany

Parents must accompany their children. - Ebeveynler çocuklarına eşlik etmeliler.

You're welcome to accompany us. - Bize eşlik etmek için buyurun.

{f} accompanying
{f} escorting
{f} escort

Tom Jackson, a US Marshal, escorted prisoners to a state penitentiary. - Tom Jackson, ABD polis müdürü, mahkumlara devlet cezaevine kadar eşlik etti.

Tom escorted Mary out of the building. - Tom binanın dışında Mary'ye eşlik etti.

{f} convoy
accompanied

Jim accompanied her on the piano. - Jim, ona piyanoda eşlik etti.

Tom accompanied Mary on the guitar. - Tom gitarda Mary'ye eşlik etti.

eşlik et
المفضلات