التركية - الإنجليزية
تعريف eşdeğer في التركية الإنجليزية القاموس.
- equivalent
Reading is equivalent to thinking with someone else's head instead of with one's own.
-Okuma birinin kendi kafası yerine başka birinin kafasıyla düşünmeye eşdeğerdir.
What is the Turkish equivalent to meditation?
-Meditasyonun Türk eşdeğeri nedir?
- equivalence
- in the same class with
- equivalence; equivalent
- (Tıp) generic
We don't sell generics in this pharmacy.
-Biz bu eczanede eşdeğer ilaçlar satmıyoruz.
- tantamount
Smoking in a car with children is considered as tantamount to child abuse.
-Çocuklu bir arabada sigara içmek, çocuk istismarına eşdeğer olarak kabul edilir.
- equipollent
- eşdeğer eşya
- (Ticaret) equivalent goods
- eşdeğer akım
- equivalent current
- eşdeğer açıklık
- equivalent orifice
- eşdeğer ağırlık
- equivalent weight
- eşdeğer devre
- equivalent circuit
- eşdeğer direnç
- equivalent resistance
- eşdeğer diyot
- equivalent diode
- eşdeğer iletkenlik
- equivalent conductance
- eşdeğer sıcaklık
- equivalent temperature
- eşdeğer yükseklik
- equivalent height
- eşdeğer üretim
- (Ticaret) equivalent production
- eşdeğer-gram
- gram-equivalent
- yıllık eşdeğer
- annual equivalent
- biyolojik eşdeğer
- (Pisikoloji, Ruhbilim) bioequivalent
- elektro-kimyasal eşdeğer
- (Kimya) electrochemical equivalent
- kimyasal eşdeğer
- chemical equivalent
- mekanik eşdeğer
- mechanical equivalent
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف eşdeğer في التركية التركية القاموس.
- izoplet