eğlendir

listen to the pronunciation of eğlendir
التركية - الإنجليزية
entertain

Intended for children, the book entertains grown-ups. - Çocuklar için tasarlanmış kitap yetişkinleri eğlendiriyor.

The circus entertained us very much. - Sirk bizi çok eğlendirdi.

amuse

The joke amused the audience. - Espri seyirciyi eğlendirdi.

We amused ourselves by playing games. - Oyunlar oynayarak kendimizi eğlendirdik.

regale
{f} humor

We'd better humor them. - Onları eğlendirsek iyi olur.

We'd better humor him. - Onu eğlendirsek iyi olur.

{f} entertaining

She's entertaining herself. - O kendini eğlendiriyor.

He is in charge of entertaining the foreign guests. - O, yabancı misafirleri eğlendirmekten sorumludur.

{f} amusing

This video is very amusing. - Bu video çok eğlendiriyor.

She told her children an amusing story. - Çocuklarına eğlendirici bir hikaye anlattı.

disport
eğlen
have fun

Did you have fun over the weekend? - Hafta sonunda eğlendin mi?

Have fun, but don't get lost. - Eğlenin ama kaybolmayın.

eğlen
{f} enjoying

Tom looks like he's enjoying himself. - Tom eğleniyor gibi görünüyor.

The courtier was enjoying great royal favor. - Saray büyük kraliyet lehinde eğleniyordu.

eğlen
{f} frolic
eğlen
{f} revel

Most of the revellers are tourists. - Eğlenenlerin çoğu turist.

eğlen
{f} jeer
eğlen
make fun
eğlen
{f} lark

Don't come to school to lark around. - Sadece eğlence için okula gelme.

eğlen
{f} ridicule
eğlen
had fun
eğlen
skylark
eğlendir
المفضلات