تعريف eğitim في التركية الإنجليزية القاموس.
- education
The quality of higher education must answer to the highest international standards.
- Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.
With more education, he would have found a better job.
- Daha fazla eğitimle, daha iyi bir iş bulurdu.
- training
They needed jobs and training.
- Onların işlere ve eğitime ihtiyacı vardı.
Tom can't ride a bicycle very well yet, so his bicycle has training wheels.
- Tom henüz bisiklete çok iyi binemiyor, bu yüzden onun bisikletinin eğitim tekerlekleri var.
- education, instruction, schooling; training; drill
- practice
- instruction
The level of English instruction in Israel is very low.
- İsrail'de İngilizce eğitim seviyesi çok düşük.
The trainer gave instructions in the afternoons.
- Eğitimci öğleden sonraları talimatlar verdi.
- instructional
- (Hukuk) (mesleki) training
- schooling
The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
- Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
Fadil paid for Layla's schooling.
- Fadıl, Leyla'nın eğitimi için ödeme yaptı.
- pedagogy, pedagogics
- (Hukuk) education, training
- (Askeri) drill
- {i} nurture
- (Askeri) exercise
- educational
The educational system in Japan was influenced by that in the USA.
- Japonya'daki eğitim sistemi, Amerika'dakinden etkilenmiştir.
The poor educational policy is a detriment to Japan.
- Yetersiz eğitim politikası Japonya için zararlıdır.
- course
She was able to continue her education through correspondence courses.
- O, mektupla öğretim ile eğitimine devam edebildi.
Is physical education a required course?
- Beden eğitimi gerekli bir ders mi?
- in training
- exercitation
- discipline
- traınıng
- reeducation
- eğitim vermek
- train
Senior executives spend a lot of time training their subordinates.
- Üst düzey yöneticiler astlarına eğitim vermek için çok zaman harcıyorlar.
- eğitim uçağı
- trainer
- eğitim alma
- education
- eğitim danışmanı
- Educational consultant
- eğitim dönemi
- training period
- eğitim enstitüsü
- Educational institute
- eğitim hakkı
- The right of education
- eğitim hizmetleri
- (Eğitim) Educational services
- eğitim seferberliği
- campaign for education
- eğitim teknoloğu
- Instructional technologist
- eğitim vermek
- Educate, give education
- eğitim alma hakkı
- (Hukuk) right to recieve education
- eğitim amacıyla toplanma
- encounter
- eğitim ağı
- (Askeri) training net
- eğitim boşluğu
- educational misery
- eğitim cephanesi
- dummy
- eğitim düzeyi
- educational level
- eğitim enstitüsü
- hist. normal school (which trained people to be junior-high and high-school teachers)
- eğitim fakültesi
- teachers college
- eğitim fakültesi
- college of education
- eğitim görmek
- to train
- eğitim ile ilgili
- educative
- eğitim için aktif görev; sayısal gönderme grubu tahsisi; otomatik sayısal test a
- (Askeri) active duty for training; assign digital transmission group; automatic digital tester
- eğitim kampı
- training camp
- eğitim maksatlı konuşlanma
- (Askeri) deployment for training
- eğitim merkezi
- training center
- eğitim politikası
- (Hukuk) education policy
- eğitim salonu
- lyceum
- eğitim sistemi
- system of education
- eğitim subayı
- drillmaster
- eğitim uzmanı
- educationist
- eğitim uçağı
- penguin
- eğitim ve hazırlık yönetimi
- (Askeri) training and readiness oversight
- eğitim çavuşu
- drill sergeant
- askeri eğitim
- military education
- avrupa eğitim vakfı
- european training foundation
- bireysel eğitim
- (Pisikoloji, Ruhbilim) individualized instruction
- cinsel eğitim
- (Eğitim) sex instruction
- cinsel eğitim
- sexual education
- cinsel eğitim
- sex education
- erken eğitim
- (Eğitim) early education
- eğitim almak
- receive education
- eğitim almak
- undergo training
- eğitim almak
- receive training
- eğitim bilimleri
- educational sciences
- eğitim durumu
- (Eğitim) educational status
- eğitim görmek
- receive training
- eğitim görmek
- undergo training
- eğitim görmek
- receive education
- formel eğitim
- formal education
- gönüllü eğitim
- (Askeri) voluntary training
- ileri eğitim
- further education
- ingilizce eğitim
- english education
- kaliteli eğitim
- quality education
- karma (eğitim)
- coed
- karma eğitim
- (Eğitim) co-ed
- karma eğitim yapan
- (Eğitim) co-ed
- klinik eğitim
- clinical education
- lise sonrası eğitim
- (Eğitim) higher education
- mesleki eğitim
- vocational training-education
- mesleki eğitim
- (Ticaret) technical training
- milli eğitim bakanlığı
- the ministry of education
- milli eğitim bakanı
- minister of national education
- milli eğitim müdürlüğü
- (Eğitim) national education directorate
- milli eğitim müdürü
- director of national education
- milli eğitim şurası
- national education council
- modern eğitim
- modern education
- normal eğitim
- (Eğitim) mainstream education
- okul öncesi eğitim
- preschool education
- pratik eğitim
- hands on training
- sürekli eğitim
- continuing training
- teknik eğitim
- technical training
- tele eğitim
- distance learning
- tele-eğitim
- (Eğitim) distance learning
- tele-eğitim
- teleinstruction
- uzak eğitim
- distance education
- yıllık eğitim
- (Askeri) annual training
- eğitim bölümü
- education department
- eğitim bölümü
- department of education
- eğitim gemisi
- training ship
- eğitim görmek
- train
- eğitim sistemi
- training system
- 4 yıllık eğitim
- 4 year education
- Eğitim almak
- get education
- Eğitim merkezi
- learning center
- eğitim dili
- language of instruction
- eğitim vermek
- precept
- eğitimler
- trainings
How often he is taking part in trainings?
- Ne sıklıkta eğitimlere katılıyor?
- halk eğitim
- public education
Toplumsal gelişim için halk eğitim merkezleri kurulmalı.
- karma eğitim
- co-education
- kişisel eğitim
- personal training
- kişisel eğitim
- personal development
- kişisel eğitim
- individual education
- meslek içi eğitim
- vocational training
- milli eğitim
- National education
- milli eğitim bakanlığı
- Ministry of Education
- eğitim düzeyi
- degree of learning
- eğitim gemisi
- (Askeri) school ship
- eğitim merkezi
- (Askeri) training centre
- tehdit eğitim el kitabı; eğitim hedef malzemesi
- (Askeri) threat training manual; training target material