eğitilme

listen to the pronunciation of eğitilme
التركية - الإنجليزية

تعريف eğitilme في التركية الإنجليزية القاموس.

eğit
{f} educated

My very educated mother just showed us nine planets. - Benim çok eğitimli annem az önce bize dokuz gezegeni gösterdi.

Ford was poorly educated. - Ford kötü eğitim gördü.

eğit
{f} trained

Tom was trained as a doctor. - Tom bir doktor olarak eğitildi.

He was trained as a lawyer. - O bir avukat olarak eğitildi.

eğit
{f} training

The training session is scheduled to begin at 4 p.m. - Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı.

I think you should stick to your training schedule. - Sanırım eğitim planına bağlı kalmalısın.

eğit
educate

My very educated mother just showed us nine planets. - Benim çok eğitimli annem az önce bize dokuz gezegeni gösterdi.

In the last analysis, methods don't educate children; people do. - Son analizlerde, metotlar çocukları eğitmezler; insanlar eğitir.

eğit
{f} train

I am training hard so that I may win the race. - Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.

Musical talent can be developed if it's properly trained. - Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.

eğit
{f} schooling

The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn. - Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.

I will have to wait till I finish schooling and start earning money. - Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.

eğit
reeducate
eğitilmek
to be educated
eğitilmek
to be trained, be given training
التركية - التركية
Eğitilmek işi
Eğitilmek
yetiştirilmek
eğitilmek
Eğitme işine konu olmak