It's forbidden to lean out of windows.
- Pencerelerden dışarı eğilmek yasaktır.
In Japan, it is polite to bow when one meets someone.
- Japonya'da birisiyle karşılaştığında eğilmek kibarlıktır.
In Japan, bowing is common courtesy.
- Japonya'da eğilmek yaygın bir nezakettir.
Please don't lean out of the window when we're moving.
- Lütfen hareket ederken pencereden dışarı eğilmeyin.
It's forbidden to lean out of windows.
- Pencerelerden dışarı eğilmek yasaktır.
I told everyone to duck.
- Herkese eğilmesini söyledim.
She stood silently, her head tilted slightly to one side.
- Başı bir tarafa doğru hafifçe eğik, sessizce ayakta durdu.
The spiral galaxy closest to our Milky Way galaxy is Andromeda. Andromeda is over 2 million light-years away. Its central bulge and spiral arms are tilted toward us at a 15 degree angle.
- Samanyolu galaksimize en yakın sarmal gökada Andromeda'dır. Andromeda 2 milyondan fazla ışık yılı uzaklıktadır. Onun orta çıkıntısı ve spiral kolları 15 derecelik açıyla bize doğru eğiktir.
Don't take it literally. He is inclined to exaggerate.
- Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.
He is inclined to get mad.
- O, kızmaya eğilimlidir.
This house is leaning to one side.
- Bu ev bir tarafa doğru eğiliyor.
Tom was leaning on the fence.
- Tom çitin üzerine eğiliyordu.
Draw me the Pareto curve.
- Bana Pareto eğrisini çiz.
The road curves gently toward the lake.
- Yol göle doğru hafifçe eğilimlidir.
The spiral galaxy closest to our Milky Way galaxy is Andromeda. Andromeda is over 2 million light-years away. Its central bulge and spiral arms are tilted toward us at a 15 degree angle.
- Samanyolu galaksimize en yakın sarmal gökada Andromeda'dır. Andromeda 2 milyondan fazla ışık yılı uzaklıktadır. Onun orta çıkıntısı ve spiral kolları 15 derecelik açıyla bize doğru eğiktir.
She stood silently, her head tilted slightly to one side.
- Başı bir tarafa doğru hafifçe eğik, sessizce ayakta durdu.
Tom didn't seem inclined to elaborate and I didn't really want to know all the details anyway.
- Tom ayrıntılara girmek için eğilimli görünmüyordu ve ben zaten bütün detayları gerçekten bilmiyordum.
He is inclined to be lazy.
- O tembel olmaya eğimlidir.
Your head is starting to droop.
- Başın öne eğilmeye başlıyor.