eğici

listen to the pronunciation of eğici
التركية - الإنجليزية
bender
A homosexual man
A bout of heavy drinking

He's been out on a bender with his mates.

{n} who or what bends, or makes to bend
A drunken spree
If someone goes on a bender, they drink a very large amount of alcohol
{i} someone or something which bends an object; drinking spree (Slang)
A device to aid bending of pipes to a specific angle
a baseball thrown with spin so that its path curves as it approach the batter
A curve or hook that nearly falls into the gutter before beginning to break
a tool for bending; "he used pliers as a bender
a tool for bending; "he used pliers as a bender"
A sixpence
An instrument used for bending
revelry in drinking; a merry drinking party
Hooking or curving shot that comes close to the channel before breaking into the pocket
One who, or that which, bends
(Bilgisayar) skew
{f} tilt

Don't tilt your chair back. - Koltuğunu geriye eğme.

The Earth is tilted at an angle of 23.4 degrees. - Dünya 23.4 derecelik bir açıyla eğilimlidir.

incline

Don't take it literally. He is inclined to exaggerate. - Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.

Tom didn't seem inclined to elaborate and I didn't really want to know all the details anyway. - Tom ayrıntılara girmek için eğilimli görünmüyordu ve ben zaten bütün detayları gerçekten bilmiyordum.

{f} leaning

Tom was leaning on the fence. - Tom çitin üzerine eğiliyordu.

This house is leaning to one side. - Bu ev bir tarafa doğru eğiliyor.

{f} curve

Draw me the Pareto curve. - Bana Pareto eğrisini çiz.

A straight line is a trivial example of a curve. - Düz bir çizgi bir eğrinin önemsiz bir örneğidir.

{f} hog
{f} tilted

The Earth is tilted at an angle of 23.4 degrees. - Dünya 23.4 derecelik bir açıyla eğilimlidir.

The spiral galaxy closest to our Milky Way galaxy is Andromeda. Andromeda is over 2 million light-years away. Its central bulge and spiral arms are tilted toward us at a 15 degree angle. - Samanyolu galaksimize en yakın sarmal gökada Andromeda'dır. Andromeda 2 milyondan fazla ışık yılı uzaklıktadır. Onun orta çıkıntısı ve spiral kolları 15 derecelik açıyla bize doğru eğiktir.

{f} curving
{f} inclined

Tom didn't seem inclined to elaborate and I didn't really want to know all the details anyway. - Tom ayrıntılara girmek için eğilimli görünmüyordu ve ben zaten bütün detayları gerçekten bilmiyordum.

He is inclined to be lazy. - O tembel olmaya eğimlidir.

curved
hunch
التركية - التركية

تعريف eğici في التركية التركية القاموس.

Bıçak, orak gibi araçları bilemeye yarayan araç
eğici
المفضلات