duyulur

listen to the pronunciation of duyulur
التركية - الإنجليزية
perceptible, audible
audible
sensible
duyulur duyulmaz
1. barely audible, faint (sound). 2. as soon as (the news, a sound, etc.) is/was heard
duy
heard

Tom heard this and got angry. - Tom bunu duydu ve kızdı.

Nobody but John has heard of it. - John'dan başka hiç kimse onu duymadı.

duy
(Elektrik, Elektronik) lamp base
duy
lamp socket
duy
point

We'd all be interested in your point of view. - Bakış açına hepimiz ilgi duyardık.

duy
female connector
Duy
light socket
Kara haber tez duyulur
(Atasözü) Ill (bad) news travels apace (fast)
duy
snout
duy
receptacle
duy
socket
duy
(electric light) socket
duy
holder
kara/kötü haber tez duyulur
(Atasözü) Bad news travels fast
kötü haber tez duyulur
(Atasözü) Bad news travels fast
التركية - التركية
Duyulan, duyularla algılanabilen
duy
Elektrik ampulünün takıldığı yivli yer
duy
Elektrik ampulünün takıldığı bakır veya pirinçten yivli yer
duyulur
المفضلات