A preliminary hearing is scheduled for October 20th.
- Bir ön duruşma 20 Ekim'de planlanıyor.
This is a hearing, not a trial.
- Bu bir yargılama değil bir duruşmadır.
The witness did not seem nervous when he spoke at the trial.
- Tanık duruşmada konuştuğu sırada gergin görünmüyordu.
He was captured and held for trial.
- Yakalandı ve duruşma için tutuldu.