durdurulamaz

listen to the pronunciation of durdurulamaz
التركية - الإنجليزية
Unstoppable

They seem unstoppable. - Onlar durdurulamaz görünüyor.

He's unstoppable right now but the question is how long he can remain at the pinnacle of his career. - O şu anda durdurulamaz fakat sorun onun kariyerinin zirvesinde ne kadar kalacağıdır.

inexpugnable
irrepressible
dur
{f} stand

I could scarcely stand on my feet. - Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.

These two are standing abreast. - Bu ikisi yan yana duruyor.

dur
(Bilgisayar) end

It rained for several days on end. - Birkaç gün durmadan yağmur yağdı.

Let's wait for the rain to end! - Yağmurun durmasını bekleyelim!

dur
conk out
dur
{f} standing

Someone is standing at the gate. - Birisi kapıda duruyor.

These two are standing abreast. - Bu ikisi yan yana duruyor.

dur
hold on
dur
stop

My house is close to a bus stop. - Evim otobüs durağına yakın.

Were the earth to stop revolving, what do you suppose would happen? - Dünya dönmeyi durdursa,ne olacağını tahmin edersin?

dur
halt

The car dove into the field and, after bumping along for a time, came to a halt. - Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi.

The blue sports car came to a screeching halt. - Mavi spor araba durma noktasına geldi.

dur
hist
dur
hold it
dur
nix
dur
hold

The rule holds good in this case. - Kural bu durumda geçerlidir.

Hold up, what do you think you're doing? - Dur bakalım, Sen ne yaptığını düşünüyorsun?

dur
whoa
dur
stall

He pushed the stalled car with all his might. - O, bütün gücüyle durmuş arabayı itti.

A stalled car impedes traffic in the left lane. - Durmuş bir araba sol şeritte trafiği engelliyor.

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف durdurulamaz في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

DUR
Durango, a state of Mexico
dur
Duration How long the spell lasts, usually expressed in turns (T)
dur
Drug utilization review (DUR) is a process which evaluates particular drugs for use by a specific member This process is conducted using specific edits-designed by the health plan and our Pharmacy and Therapeutics (P&T) committee-which are programmed into RxWEST claims processing computer Examples of DUR edits include: pregnancy, therapeutic duplication, and age precautions, dose range, drug interaction precautions, and gender compliance
dur
Drug utilization review
dur
Major; in the major mode; as, C dur, that is, C major
dur
Said of a wine which is too acidic
dur
a kingdom on the Va'andao sea, capital Baianch
dur
Drug Use/Utilization Reviews
dur
Durham 1: 43 hm Canada
dur
see- DRUG UTILIZATION REVIEW
الفرنسية - التركية

تعريف durdurulamaz في الفرنسية التركية القاموس.

dur
sert penis
dur
güç, katı, sert
dur
katı, sert; güç, ağır; dayanıklı; merhametsiz, duygusuz
ألمانية - التركية

تعريف durdurulamaz في ألمانية التركية القاموس.

Dur
majör
Dur
anadal
Dur
[das] majör
الكردية - التركية

تعريف durdurulamaz في الكردية التركية القاموس.

dûr
uzak
الإنجليزية - التركية

تعريف durdurulamaz في الإنجليزية التركية القاموس.

dur
(Bilgisayar) süre

Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler. - They went skiing during their date.

Yazılım şirketi ekonomik durgunluk sürecinde büyük başarısızlığa uğradı. - The software company collapsed during the recession.

durdurulamaz
المفضلات