durdu

listen to the pronunciation of durdu
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) stopped

In September, 1929, stock prices stopped rising. - Eylül 1929 da, hisse senedi fiyatları yükselişini durdurdu.

A car stopped at the entrance. - Girişte bir araba durdu.

stood in
stopped in
dur
{f} stand

He always stands off when people are enthusiastic. - İnsanlar çoşkuluyken, o her zaman uzak durur.

Somebody is standing in front of his room. - Biri odasının önünde duruyor.

dur
(Bilgisayar) end

He stood at the end of the line. - Sıranın sonunda durdu.

Once the complaining starts, it never ends. - Bir defa şikayet etmeye başladığında asla durmaz.

sistem durdu
(Bilgisayar) system halted
dur
conk out
dur
{f} standing

These two are standing abreast. - Bu ikisi yan yana duruyor.

Someone is standing at the gate. - Birisi kapıda duruyor.

deniz durdu/ düştü
The sea has died down
dur
hold on
dur
stop

I'm getting off the train at the next stop. - Sonraki durakta trenden ineceğim.

Were the earth to stop revolving, what do you suppose would happen? - Dünya dönmeyi durdursa,ne olacağını tahmin edersin?

dur
halt

The blue sports car came to a screeching halt. - Mavi spor araba durma noktasına geldi.

Halt! Stay right where you are or I'll shoot! - Dur! Olduğun yerde kal, yoksa vururum!

dur
hist
dur
hold it
dur
nix
dur
hold

Hold up, what do you think you're doing? - Dur bakalım, Sen ne yaptığını düşünüyorsun?

When riding the escalator, please hold the handrail and stand inside the yellow line. - Yürüyen merdivene binerken lütfen tırabzanı tut ve sarı çizginin içinde dur.

dur
whoa
dur
stall

He stalled the engine three times. - Üç kez motoru durdurdu.

A stalled car impedes traffic in the left lane. - Durmuş bir araba sol şeritte trafiği engelliyor.

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف durdu في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

DUR
Durango, a state of Mexico
dur
Duration How long the spell lasts, usually expressed in turns (T)
dur
Drug utilization review (DUR) is a process which evaluates particular drugs for use by a specific member This process is conducted using specific edits-designed by the health plan and our Pharmacy and Therapeutics (P&T) committee-which are programmed into RxWEST claims processing computer Examples of DUR edits include: pregnancy, therapeutic duplication, and age precautions, dose range, drug interaction precautions, and gender compliance
dur
Drug utilization review
dur
Major; in the major mode; as, C dur, that is, C major
dur
Said of a wine which is too acidic
dur
a kingdom on the Va'andao sea, capital Baianch
dur
Drug Use/Utilization Reviews
dur
Durham 1: 43 hm Canada
dur
see- DRUG UTILIZATION REVIEW
الفرنسية - التركية

تعريف durdu في الفرنسية التركية القاموس.

dur
sert penis
dur
güç, katı, sert
dur
katı, sert; güç, ağır; dayanıklı; merhametsiz, duygusuz
ألمانية - التركية

تعريف durdu في ألمانية التركية القاموس.

Dur
majör
Dur
anadal
Dur
[das] majör
الكردية - التركية

تعريف durdu في الكردية التركية القاموس.

dûr
uzak
الإنجليزية - التركية

تعريف durdu في الإنجليزية التركية القاموس.

dur
(Bilgisayar) süre

Yazılım şirketi ekonomik durgunluk sürecinde büyük başarısızlığa uğradı. - The software company collapsed during the recession.

Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler. - They went skiing during their date.

durdu
المفضلات