duraklamak

listen to the pronunciation of duraklamak
التركية - الإنجليزية
{f} pause
lag
to stop every once in a while
lag behind
to pause, come to a stop
come to a standstill
to pause, to stop; to hesitate, to waver
hesitate
stop
halt
falter
duraklama
(Ticaret) stopover
duraklama
laying off
duraklama
hesitation
duraklama
lag
durakla
{f} pause

He paused to look at the poster. - O, postere bakmak için durakladı.

Tom paused momentarily. - Tom bir an için durakladı.

duraklama
standstill
Duraklama
pause

There was a brief pause and then the music began. - Kısa bir duraklama vardı ve sonra müzik başladı.

In music or speaking, a pause is frequently used for dramatic effect. - Müzikte veya konuşmada, bir duraklama sık sık dramatik bir etki için kullanılmaktadır.

durakla
{f} halt
durakla
nonskid
duraklama
(Askeriye) standstill
duraklama
discontinuance
duraklama
stop
duraklama
discontinuation
duraklama
pause; standstill; hesitation
duraklama
{i} halt
التركية - التركية
Kısa bir süre için durmak veya arada bir durmak
Bir süre ses çıkarmamak, bir şey söylememek, duraksamak, tereddüt etmek
duralamak
duraklama
İlerlemekte bulunan bir birliğin, vakitsiz, yersiz ve düzensiz olarak yürüyüşünü durdurması
duraklama
Duraklamak durumu
duraklama
Duraklamak durumu. İlerlemekte bulunan bir birliğin, vakitsiz, yersiz ve düzensiz olarak yürüyüşünü durdurması
duraklamak
المفضلات