Fiyatlar son on yıl boyunca sürekli arttı.
- Prices have risen steadily during the past decade.
Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler.
- They went skiing during their date.
I could scarcely stand on my feet.
- Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.
He always stands off when people are enthusiastic.
- İnsanlar çoşkuluyken, o her zaman uzak durur.
Once the complaining starts, it never ends.
- Bir defa şikayet etmeye başladığında asla durmaz.
He stood at the end of the line.
- Sıranın sonunda durdu.
Someone is standing behind the wall.
- Birisi duvarın arkasında duruyor.
These two are standing abreast.
- Bu ikisi yan yana duruyor.
My house is close to a bus stop.
- Evim otobüs durağına yakın.
I'm getting off the train at the next stop.
- Sonraki durakta trenden ineceğim.
They were unanimous that the war should be brought to a halt.
- Onlar savaşın durdurulması gerektiği konusunda aynı fikirdeydiler.
Halt! Stay right where you are or I'll shoot!
- Dur! Olduğun yerde kal, yoksa vururum!
The rule holds good in this case.
- Kural bu durumda geçerlidir.
I wonder how Tom is holding up.
- Acaba Tom'un durumu nasıl?
Why are they stalling?
- Onlar neden duruyorlar?
He stalled the engine three times.
- Üç kez motoru durdurdu.