Üzgünüm, seni korkutmak istemedim.
- I'm sorry, I didn't mean to frighten you.
Seni korkutmak istemedim.
- I didn't mean to frighten you.
Fırtınanın hiddeti çocukları korkuttu.
- The fury of the storm frightened the children.
Korku filmleri beni korkutur.
- Horror movies frighten me.