Norveç'te yaşanan katliam ve son günlerde İngiltere'deki ayaklanma ve yağma, dünyanın içine sürüklendiği durum itibarı ile dehşet vericidir.
- The massacre in Norway and the recent rebellion and the booty in England, are dreadful in consideration of the circumstances that the world drifted into.
Tom yarın işe gitmeye korkuyor.
- Tom dreads going to work tomorrow.
Böyle korkutucu bir filmi ilk defa görüyorum.
- This is the first time I've seen such a dreadful movie.
Bu sabah hava berbat.
- This morning the weather is dreadful.
O, sonuçları öğrenmeye korkabilir.
- He may dread to learn the results.
Kedilerin su korkusu vardır.
- Cats have a dread of water.