Onların işi planlar çizmek.
- Their job is to draw plans.
Ben resim çizmek istiyorum.
- I would like to draw.
Manyetik bir çekimle birbirlerine çekildiler.
- They were drawn to each other by a magnetic attraction.
Dün geceki piyango çekilişinde kazanan rakamlar sırayla 7, 18, 3, 41 ve 6 idi.
- The winning numbers in last night's lottery draw were 7, 18, 3, 41, and 6 in that order.
O, onun bir resim çekişini izledi.
- She watched him draw a picture.
Tom resim çizmede mükemmeldir.
- Tom is excellent at drawing.
91 yaşında kadar Picasso resim çizmeye devam etti.
- Picasso kept drawing pictures until he was 91 years old.
Çizimlerim için daha çok kağıda ihtiyacım var.
- I need more paper for my drawings.
Akşam yemeğinden sonra, Hepimiz çizim odasına gittik.
- After dinner, we all went into the drawing room.
Tom'un USB kabloları ile dolu bir çekmecesi var.
- Tom has a drawer full of USB cables.
O, çekmeceyi açarken dikkatliydi.
- She was careful opening the drawer.
Bu sebeple, Komite'nin Parlamento'nun Görünmez Üyeleri hakkındaki raporuna dikkat çekmek isterim.
- I would therefore like to draw attention to the Report of the Committee on Invisible Members of Parliament.
O onun dikkatini çekmek için kasten mendilini düşürdü.
- She dropped her handkerchief on purpose to draw his attention.
Sami dikkat çekmeyi severdi.
- Sami liked drawing attention.
İlgiyi kendine çekmek istiyorsun.
- You're drawing attention to yourself.
Sami kendini Leyla'nın cazibesine çekilmiş buldu.
- Sami found himself drawn to Layla's charm.
Çocukların hepsi hayvanların resimlerini çiziyorlardı.
- The children were all drawing pictures of animals.
91 yaşında kadar Picasso resim çizmeye devam etti.
- Picasso kept drawing pictures until he was 91 years old.
NB:Çok uzun süre önce çizildi bu yüzden kalite kötüdür.
- NB: This was drawn a long time ago so the quality is low.
91 yaşında kadar Picasso resim çizmeye devam etti.
- Picasso kept drawing pictures until he was 91 years old.
Oyun beraberlikle sona erdi ve final skoru 2-2'ydi
- The game ended in a draw, and the final score was 2-2.
Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim.
- Let's draw lots to decide who goes first.
Tom hesap makinesini almak için çekmeceyi açtı.
- Tom opened the drawer to get a calculator.
Bir kurşun kalem almak için çekmeceyi açtım.
- I opened the drawer to get a pencil.
Tom çekmeceyi bir levye ile kaldırarak açmaya çalışarak on beş dakika harcadı fakat onu açamadı.
- Tom spent fifteen minutes trying to pry open the drawer with a crowbar, but he couldn't get it opened.
Bir kurşun kalem almak için çekmeceyi açtım.
- I opened the drawer to get a pencil.
O son nefesini çekti.
- He has drawn his last breath.
Anne uzun bir nefes çekerek Ne muhteşem bir gün! dedi.
- What a splendid day! said Anne, drawing a long breath.
Öğrencilerden bazıları resim yapmaktan hoşlanırlar.
- Some of the students like to draw pictures.
Öğrencilerden bazıları resim yapmaktan hoşlanırlar.
- Some of the students like to draw pictures.
Kız süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor.
- The girl spends hours drawing superhero comics.
Çocuk süper kahramanlar hakkında kısa hikayeler çizerek saatler harcıyor.
- The boy spends hours drawing short stories about superheroes.
İlk sırada resim çizen kız benim yeğenim.
- The girl drawing a picture in the first row is my niece.
Yeni bir ticaret bölgesi için planlar henüz çalışma aşamasında.
- Plans for a new trade zone are still on the drawing board.
O, onun bir resim çizişini izledi.
- She watched him drawing a picture.
91 yaşında kadar Picasso resim çizmeye devam etti.
- Picasso kept drawing pictures until he was 91 years old.
Akşam yemeğinden sonra, Hepimiz çizim odasına gittik.
- After dinner, we all went into the drawing room.
Çocuk süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor.
- The boy spends hours drawing superhero comics.
Kız süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor.
- The girl spends hours drawing superhero comics.
The winning lottery numbers were drawn every Tuesday.
The draw is on Saturday.
She had to draw upon her experience to solve the problem.
Just before you draw your terminal breath.
The circuit draws three hundred watts.
Both these teams will draw if nobody scores soon.
Jill has four diamonds, she'll try to draw for a flush.
I was drawn to her.
Lys shuddered, and I put my arm around her and drew her to me; and thus we sat throughout the hot night. She told me of her abduction and of the fright she had undergone, and together we thanked God that she had come through unharmed, because the great brute had dared not pause along the danger-infested way.
At the start of their turn, each player must draw a card.
... artistic endeavors they engage in. Paintings, drawings, sculptures, all done by waving their ...