التركية - الإنجليزية
تعريف dozlar في التركية الإنجليزية القاموس.
- doses
- plural of dose
- third-person singular of dose
- doz
- {i} dose
Sami injected Layla with a pretty heavy dose of meth.
-Sami, Leyla'ya oldukça ağır bir meth dozu enjekte etti.
It's time you had a dose of your medicine.
-İlacından bir doz almanın zamanı geldi.
- doz
- percentage
- doz
- chem. proportion, amount
- doz
- med. dose
- doz
- (Konuşma Dili) dose, amount (of a certain behavior, talk, etc.)
- doz
- dosage
They've increased Tom's dosage.
-Onlar Tom'un dozajını arttırdılar.
What is the maximum dosage for an adult?
-Bir erişkin için maksimum dozu nedir?
- doz
- charge
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف dozlar في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- doz
- dozen. the written abbreviation of dozen
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف dozlar في التركية التركية القاموس.
- DOZ
- (Osmanlı Dönemi) Tıb: Bir hastaya bir defada veya bir günde verilecek ilâç miktarı
- DOZ
- (Osmanlı Dönemi) Ölçü, miktar
- DOZ
- (Osmanlı Dönemi) Kim: Bir maddenin bir karışıma girmesi gereken muayyen miktarı
- doz
- Bir maddenin bir birleşiğe, bir karışıma giren veya girmesi gereken belli miktarı, düze
- doz
- Bir ilacın bir kez de ya da bir günde alınması gereken miktarı
- doz
- Bir ilâcın bir defada veya bir günde alınması gereken miktarı
- doz
- Genellikle bir davranışta, bir konuşmada vb.nde yeterli görülen ölçü