I like chocolate ice cream.
- Ben çikolatalı dondurmayı severim!
You must not eat too much ice-cream and spaghetti.
- Çok fazla dondurma ve spagetti yememelisin.
The match had to be called off because of the freezing weather.
- Dondurucu hava nedeniyle maç iptal edilmek zorunda kaldı.
It was crazy of him to try swimming in that freezing water.
- O dondurucu suda yüzmeye çalışmak onun çılgınlığıydı.
Tom finished off the ice cream that was in the freezer.
- Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
Tom finished eating all the ice cream that was in the freezer.
- Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
We had a heavy frost this morning.
- Bu sabah ağır bir don vardı.
There is frost on the grass.
- Çİmin üzerinde don var.
It may freeze next week.
- Gelecek hafta dondurabilir.
Please freeze the fish and meat.
- Lütfen balığı ve eti dondurun.
I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.
- Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu.
The milk froze and became solid.
- Süt dondu ve katılaştı.
Tom has never bought frozen apples.
- Tom asla dondurulmuş elma almadı.
I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.
- Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu.
The match had to be called off because of the freezing weather.
- Dondurucu hava nedeniyle maç iptal edilmek zorunda kaldı.
We came dangerously close to freezing to death.
- Neredeyse donarak ölecektik.
It should be freezed!
- Dondurulması gerekir.
Don't keep me on tenterhooks!
- Don't keep me in suspense!
Anne! Bunu giymek istemiyorum.
- Mom, I don't want to wear this.
Bu aptal elbiseyi giymek istemiyorum!
- I don't want to wear this stupid dress!
Neden Tom'un bu mesele ile ilgilenmesine izin vermiyoruz? Nede olsa, o uzman, değil mi?
- Why don't we let Tom handle this matter? After all, he's the expert, right?
Meteoroloji uzmanlarına güvenmiyor musunuz?
- Don't you trust the weathermen?
Ev ödevimi yaptıktan sonra ,televizyonda beyzbol oyununu izledim.
- Having done my homework, I watched the baseball game on television.
Beyzbol sevmez misin?
- Don't you like baseball?
Niçin bir beyefendi gibi davranmaya çalışmıyorsun?
- Why don't you try to behave like a gentleman?
Koltuğunu neden şu yaşlı beyefendiye vermiyorsun?
- Why don't you give your seat to that old gentleman?
Ben vekil öğretmeni sevmiyorum.
- I don't like the substitute teacher.
Öğretmenler bir sürü tavsiye vermelerine rağmen, öğrenciler her zaman onu almazlar.
- Although teachers give a lot of advice, students don't always take it.