I could not go to the party because of illness.
- Hastalıktan dolayı partiye gidemedim.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
- Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
Classes have been suspended due to floods.
- Selden dolayı dersler ertelendi.
A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.
We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well.
- Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.
I couldn't get out of my garage because there was a car in the way.
- Yolda bir arabanın olması dolayısıyla garajımdan çıkamadım.
Because I live near the school, I come home for lunch.
- Okula yakın yaşadığımdan dolayı,öğle yemeği için eve geliyorum.
Please pardon me for coming late.
- Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
She became rich by virtue of hard work and good business sense.
- O sıkı çalışma ve iyi iş duygusundan dolayı zengin oldu.
She was absent from school owing to sickness.
- O, hastalığından dolayı okulda yoktu.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
- Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
We can't sleep because of the noise.
- Gürültüden dolayı uyuyamıyoruz.
I gave up the idea of seeing the sights of the city because of the bad weather.
- Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.
I was late on account of an accident.
- Kazadan dolayı geç kaldım.
I didn't go on account of illness.
- Hastalıktan dolayı gitmedim.
We took shelter from the rain under a tree.
- Biz yağmurdan dolayı bir ağacın altında sığındık.
Black Americans continued to suffer from racism.
- Siyah Amerikalılar, ırkçılıktan dolayı acı çekmeye devam ettiler.
I can't do it for want of money.
- Para yokluğundan dolayı onu yapamam.