My Twitter account is suspended because of spamming.
- Twitter hesabım spamden dolayı askıya alındı.
He was late because of the snow.
- O, kardan dolayı geç kaldı.
A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.
It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
- O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
Tom was unable to talk Mary out of marrying John.
- Tom John'un evliliğinden dolayı Mary ile konuşamadı.
As I'm not good at swimming, I avoid swimming out of my depth.
- Yüzmede iyi olmadığımdan dolayı, boyumu aşan yerlerde yüzmekten kaçınırım.
Because I live near the school, I come home for lunch.
- Okula yakın yaşadığımdan dolayı,öğle yemeği için eve geliyorum.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
- Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
She became rich by virtue of hard work and good business sense.
- O sıkı çalışma ve iyi iş duygusundan dolayı zengin oldu.
She was absent from school owing to sickness.
- O, hastalığından dolayı okulda yoktu.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
- Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
My Twitter account is suspended because of spamming.
- Twitter hesabım spamden dolayı askıya alındı.
I gave up the idea of seeing the sights of the city because of the bad weather.
- Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.
He gave up taking part in the marathon on account of his cold.
- O, soğuk algınlığından dolayı maratona katılmaktan vazgeçti.
I didn't go on account of illness.
- Hastalıktan dolayı gitmedim.
We took shelter from the rain under a tree.
- Biz yağmurdan dolayı bir ağacın altında sığındık.
We all shuddered from the great shock.
- Hepimiz büyük şoktan dolayı ürperdik.
Since he's busy, he can't meet you.
- Meşgul olduğundan dolayı, seni karşılayamaz.
Tom doesn't think Mary should drive home since she's been drinking.
- Tom içtiğinden dolayı Mary'nin eve götürmesi gerektiğini düşünmüyor.
She became rich by virtue of hard work and good business sense.
- O sıkı çalışma ve iyi iş duygusundan dolayı zengin oldu.
Claude, an autotropic boy in my class whose skin is green due to chlorophyll, dreams of foresting the moon.
- Claude; sınıfımda klorofil dolayısıyla yeşil tenli olan ototrofik bir çocuk, ayın ormanlaşmasını hayal ediyor.
It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
- O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
I can't do it for want of money.
- Para yokluğundan dolayı onu yapamam.