All of the money in the cupboard was stolen.
- Dolaptaki bütün para çalındı.
Is it a cupboard? Replied Pip.
- ''O bir dolap mı?'', yanıtladı Pip.
The keys are in the wardrobe.
- Anahtarlar dolaptadır.
In the wardrobe, there is... I'm not saying what's in the wardrobe; that is remaining my great secret.
- Dolapta, vardır...Dolapta ne olduğunu söylemiyorum; o benim büyük sırrımdan arta kalandır.
Tom took a cup out of the cabinet.
- Tom dolaptan bir fincan çıkardı.
Food and utensils are stored in kitchen cabinets.
- Gıda ve mutfak eşyaları mutfak dolaplarında saklanır.
Tom took one of the shirts out of the closet and put it on.
- Tom gömleklerinden birini dolaptan çıkardı ve onu giydi.
He came across some old documents in the closet.
- Dolapta bazı eski belgelere rastladı.
Who were you with on the Ferris wheel?
- Dönme dolapta kimle birlikteydin?
The Ferris wheel is my favorite.
- Dönme dolap benim favorimdir.
I drank some of the milk and kept the rest in the refrigerator.
- Sütün birazını içtim ve geriye kalanını dolapta tuttum.
Tom got a bottle of water out of the fridge.
- Tom dolaptan bir şişe su aldı.
There is some milk in the fridge.
- Dolapta biraz süt var.
He is up to some monkey business.
- O, bir dolap çeviriyor.
Tom suspects that Mary and I are plotting something.
- Tom, Meryem ile benim bir dolap çevirdiğimizden şüpheleniyor.
Tom schemed to destroy the project.
- Tom projeyi yok etmek için bir dolap çevirdi.
The lockers are the property of the school and may be searched without cause.
- Dolaplar okulun malıdır ve sebepsiz aranabilir.
The police searched all the lockers at Tom's high school today.
- Polis bugün Tom'un lisedeki tüm dolaplarını aradı.
The Ferris wheel is my favorite.
- Dönme dolap benim favorimdir.
Who were you with on the Ferris wheel?
- Dönme dolapta kimle birlikteydin?