She is guilty of fraud.
- O dolandırıcılıktan suçludur.
The banker went to jail for fraud.
- Banker dolandırıcılık suçundan hapse girdi.
Honesty is a beggar on crutches; roguery is a princess with a crown.
- Dürüstlük koltuk değneği üzerinde bir dilenci; dolandırıcılık taçlı bir prensestir.
Honesty is a beggar on crutches; roguery is a princess with a crown.
- Dürüstlük koltuk değneği üzerinde bir dilenci; dolandırıcılık taçlı bir prensestir.
He's always involved in scams.
- O hep dolandırıcılıkla uğraşıyor.