dolaşın

listen to the pronunciation of dolaşın
التركية - الإنجليزية
Move
dolaş
circulate

This magazine circulates widely. - Bu dergi yaygın olarak dolaşır.

He circulated from table to table at the reception. - Kabulde masadan masaya dolaştı.

dolaş
got about
dolaş
cruise along
dolaş
{f} stroll

Tom and Mary took a stroll together. - Tom ve Mary birlikte çevreyi dolaştı.

I strolled along the streets to kill time. - Zaman geçirmek için caddelerde dolaştım.

dolaş
take trips
dolaş
divagate
dolaş
get about
dolaş
{f} cruise

Tom cruised down Park Street in his new sports car. - Tom yeni spor arabasıyla Park Caddesinde dolaştı.

التركية - التركية

تعريف dolaşın في التركية التركية القاموس.

dolaş
bakınız: sarmaş dolaş
dolaşın
المفضلات