O, bir silah olmadan yapmak zorunda kalacak.
- He'll have to do without a gun.
O Tom'a ne yapmak zorundadır?
- What does that have to do with Tom?
Sahip olduklarımızla yetinmek zorunda kalacağız.
- You will have to make do with what we have.
Sahip olduğunla yetinmek zorunda kalacaksın.
- You'll have to make do with what you've got.