Tüm ayrımcılığı ortadan kaldırmak için her türlü çabayı sarf etmeliyiz.
- We must make every effort to do away with all discrimination.
Tüm ayrımcılığı ortadan kaldırmak için her türlü çabayı sarf etmeliyiz.
- We must make every effort to do away with all discrimination.
O, bir silah olmadan yapmak zorunda kalacak.
- He'll have to do without a gun.
Konu ile ilgili ne yapmak zorundasın?
- What do you have to do with the matter?
Teach your puppy not to eliminate in the house.
Süpermarketler şimdi kapalı, bu yüzden buzdolabında kalanlarla yetinmek zorunda kalacağız.
- The supermarkets are now closed, so we'll have to make do with what is left in the refrigerator.
Sahip olduklarımızla yetinmek zorunda kalacağız.
- We'll have to make do with what we have.
Toplumsal huzursuzluğu yok etmek önemlidir.
- It is important to eliminate the social unrest.
In most countries, homework has come to be an integral part of the schooling system. So much so that parents are suspicious when schools do away with homework.