They travelled eastwards.
- Onlar doğuya doğru seyahat etti.
The empire expanded eastward, in search of resources for its burgeoning textile industry.
- İmparatorluk onun gelişmeye başlayan tekstil sektörü için kaynak arayışı içinde, doğuya açıldı.
They travelled eastwards.
- Onlar doğuya doğru seyahat etti.
The Allies then moved east into Belgium.
- Müttefikler daha sonra doğuya Belçika'ya doğru hareket etti.
A river separates the city into east and west.
- Bir nehir şehri doğuya ve batıya ayırır.
They travelled eastwards.
- Onlar doğuya doğru seyahat etti.
As the Moon moves eastward away from the Sun in the sky, we see a bit more of the sunlit side of the Moon each night.
- Ay gökyüzündeki Güneşten doğuya doğru hareket eder, biz her gece ayın güneşli tarafını biraz daha çok görürürüz.
They travelled eastwards.
- Onlar doğuya doğru seyahat etti.
As the Moon moves eastward away from the Sun in the sky, we see a bit more of the sunlit side of the Moon each night.
- Ay gökyüzündeki Güneşten doğuya doğru hareket eder, biz her gece ayın güneşli tarafını biraz daha çok görürürüz.
They travelled eastwards.
- Onlar doğuya doğru seyahat etti.